Satürn burç değiştiriyor

 


Biliyorsunuz, 18 Aralık 2020 tarihinde Satürn burç değiştiriyor. Bu benim gibi Whole Sign (Tüm burç) ev sistemini kullanan astrologlar için transit Satürn aynı zamanda doğum haritanızda geçmekte olduğu (natal) evi de değiştiriyor anlamına geliyor ve hem evin, hem de burcun değişmesini bizler fazlasıyla  önemsiyoruz.

Birazdan size bu ne anlama geliyor anlatacağım ama ondan önce astroloji dünyasındaki planet isimleri ile planetlerin karakterini eşleştirme - tarif etme geleneği üzerinde biraz sohbet etmek istiyorum.

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, güneş sistemi içindeki tüm planet isimleri Roma mitolojisinden alınmıştır. Bizler de artık Osmanlı'dan devir aldığımız isimleri pek kullanmıyoruz. Bu gün çoğu kişi, Zuhal'in Satürn, Zühre'nin Venüs, Merih'in Mars, Utarit'in Merkür, Müşteri'nin Jupiter olduğunu bilmiyor. Roma mitolojisinin kökeni ise daha eski ve köklü bir kültür olan antikçağ yunan mitolojisine dayanmakta. (İşin aslına bakacak olursanız, benzer yeteneklere sahip tanrıların izini sürdüğünüzde Sümer kültürüne kadar gitmek mümkündür). Roma kültürü, egemen olduğu toprakların kültürlerini almış, kendine göre yeniden şekillendirerek kullanmıştır. Örneğin, Satürn, yunan mitolojisindeki titan Kronos'tur. (İlk tanrı oğullarına ve kızlarına titan adı verilir.) Her iki tanrının da özellikleri aynı, sadece isimleri farklıdır. Keza Mars'ın yunan mitolojisindeki ismi Ares'dir. Mars gibi Ares de savaş tanrısıdır. Kavgadan dövüşten zevk alır, zalimdir. Kızıl renkli, ürkütücü görünümlü (kanlı?) bir planete de onun adı yakışır. Yunanlıların tanrıçası Afrodit (Aphrodite), birçok ek yetenek kazanarak roma mitolojisinde Venüs olmuştur. Karanlık gökyüzünde bir kraliçe, bir elmas gibi parlayan (ve bu nedenle de yıldız sanılan) bu planete Venüs'den başka ne denilebilirdi ki? Yunan mitolojisinde tanrıların mesaj taşıyıcısı, kıvrak zihinli, ağzı kalabalık, eli ayağı çabuk, kandırıkçı, dilin ve ticaretin tanrısı Hermes ise Merkür'e dönüşmüştür. Antik yunanlar için tanrıların tanrısı Zeus, romalılar için Jupiter'dir. Aralarında yetenek olarak bir fark yoktur. 

Burada ilginç ve önemli olan, astrolojinin mitolojilerde yer alan nitelikleri, planetlerin yarattıkları etkilere sıkı sıkıya bağlaması ve doğum haritalarını, transitleri tam da bu özelliklerle açıklamasıdır. Örneğin Oğlak burcunu yöneten Satürn, zamanın sahibi ve yöneticisi olan Kronos olduğuna göre, Güneş'i oğlak burcunda olan bir insan tabiki dakik olacaktır. O geç kalmaz ve geç kalınmasını da hoş karşılamaz. Satürn gibi otoriterdir, ciddidir. Dolayısıyla ona bir saat hediye etmek yanlış bir seçim olmasa gerek.

Bir kaç örnek daha verelim: Merkür, yani Hermes, hani şu kıvrak zekalı, çenesi düşük, tatlı dilli, ticaret erbabı aynı zamanda kandırıkçı :) tanrı, tabi ki İkizler burcunun yöneticisidir. İkizler burcunu susturmaya çalışmak, bu nedenle zor olabilir.  Sonuçta Merkür ile mücadele edeceksiniz. O Merkür ki, daha çok küçük yaşta kaşla göz arasında Apollon'ın sığır sürüsünü çalmış, konu Zeus'a gidince, Zeus bu cin gibi sevimli bücüre kızamamıştır bile. (Efendim ben daha çocuğum, nasıl bir sürüyü çalabilirim ki? Fakat tabi ki Zeus gülse de, bunu yemez.) Sonra sürüyü iade etmiş ve Apollon'un gönlünü almak için ona kendi yaptığı bir lir'i hediye etmiştir. Eh, bu da müşteri memnuniyetini sağlamak olsa gerek. Bu yüzden Merkür hırsızların da tanrısıdır. Tanıdık geldi mi?

 Siz daha düşünce aşamasındayken harekete geçen ve durdurmaya kalktığınızda fazlaca sinirlenen Koç burcuyla kapışmak ister misiniz örneğin? Sonuçta savaş tanrısı Ares (ya da Mars)'ın temsilcisini kızdırıyorsunuz. 

Örnekleri tabi ki çoğaltabiliriz. Dolayısıyla, mitoloji bilen birine bir planetin astrolojik özelliklerini uzun uzun tarif etmeniz gerekmez. İsimler, nitelikleri tanımlar. Örneğin Mars'ın vahşiliğini bildiği kadar, zoru görünce tabanları yağlayıp kaçtığını da bilir. Bu nedenle astroloji mitolojinin bir parçasıdır. Onun kavramları ile, onun dili ile konuşur. Onun mirasını yer. (Ve tabi ki bilim değildir!) Aynı psikolojide olduğu gibi, mitolojiyi ne kadar bilirseniz,  onu da o kadar iyi anlarsınız.  

Dönelim Satürn'e. Antik çağdan beri  astrologlar onu "Kaderin eli" ve korkutucu bir otorite olarak algılar ve önem sıralamasında ilk sıraya koyar. Hatta adı "baş malefik" tir, yani büyük kötücüldür (küçük olanı Mars'tır). Genellikle otoriter yöneticilerle (patron), gece haritalarında baba ile, denetleyen, kontrol eden ve ceza kesen meslek sahipleri ile (müfettiş, öğretmen, müdür) eşleştirilir. Baktığınızda gerçekten de bu mesleklere sahip insanların haritalarında, Satürn'ün ve Oğlak burcunun güçlü olduğunu ya da önemli noktaları kontrol ettiğini görürsünüz. Ya da hayatımızda bu kılıklarla sahneye çıkar.

Fakat Satürn'ü her zaman kötü, kötücül olarak göstermek haksızlıktır. O aynı zamanda bizleri büyümeye, sorumluluk almaya, rasyonel davranmaya, ciddi kararlar almaya davet eden güçlü bir destektir de. Desteği gerçekten güçlüdür, etkilidir. Satürn dünya ile, somut varlıklar ile ilgilidir. Yani gerçek dünya ile, onun gerekleri ile uğraşmamızı çalışmamızı ister. Bunu yaparsak bizi rahat bırakacaktır. 

Dolayısıyla bu güçlü planetin yarattığı etkiler, her astroloğun geleceği tahmin ederken kullandığı alet çantasındaki en sağlam alet olarak yerini alır. Desteği harika iken, bazı transitleri ve ev geçişleri biz aciz insanlar için çok zorlayıcı olabilir. Yedişer yıllık hayatı sorgulama döngüleri meşhurdur. Örneğin gerçek dünyada yaşamayı değil, kendi dünyalarında yaşamayı seven insanları, sanatçıları, ince ruhlu, bohem olanları, ya da tembellik etmeyi seven boğa'ları hayatın sıkıcı gerçekleri kılığında dövmekten ve eziyet etmekten zevk alır.

Bu uzun girizgâhtan sonra konumuza dönelim: Satürn 2017 Aralık ayından beri, yöneticisi olduğu Oğlak burcunda krallığının keyfini sürmekteydi ve kırbacını merhametsizce kullanıyordu. Bilmem hissettiniz mi? İşte bu günlerde, Oğlak burcundan tamamen ayrılıyor (çok şükür)  ve Kova'ya geçiyor. 

Aslında Kova burcuna 2020 yılı başlarında girdi, bir süre ilerledi ve durdu, sonra geri gelerek tekrar Oğlak burcuna geçti ve tekrar ileri harekete geçti. Şimdi artık kalıcı olarak Kova burcuna geçiyor ve 2023 sonuna kadar da bu burçta kalacak. Ev geçişlerindeki bu giriş çıkışlar, özellikle girmekte olduğu evin konularını canlandırır ve çoğu kez belirgin, bazen zorlayıcı, bazen rahatsız edici olaylarla kendini ortaya koyar. (Bu arada: tabi ki planetler uzayda geri gitmez, dünyadan öyle görünürler).

Satün, doğum haritasında doğal olarak Oğlak burcunun yönettiği evde (kendi krallığında) oturmak ister. Bu çoğu kez mümkün olmaz. İkinci tercihi, rahat hareket edebileceği ve eziyet edebileceği evlerde ya da burçlarda oturmak ve buradan krallığını yönetmektir. (Sizin haritanızda hangi evde ve burçta oturduğunu kullanıcı menüsü -> Verileriniz sayfasından öğrenebilirsiniz.) Bu yaklaşım transit ev geçişleri için de doğrudur. Örneğin sekizinci, altıncı ve on ikinci evlerden geçişi sıkıntılı olur. Hangi evden geçtiğini de Sihirli Defter  söyler ama açıklama vermez. (Eh, o kadarı da bana kalsın, değil mi?)

Son üç yıldaki halimizi düşünün: Hepimiz hayatın değişik konularında hırpalandık ve başkalarını hırpaladık mı sizce? Ne dersiniz? 

Peki, Satürn'ün Kova'daki yolculuğunun neler getirmesini bekliyoruz? 

Kova, Oğlak burcundan çok farklıdır. Özgür ruhlu ve bağımsızdır. Yine rasyonel olmakla birlikte muhafazakarlığın tam karşısındadır ve sistem kurmanın aksine sistem yıkmanın ve başka (modern) yapılar kurmanın peşindedir. En korktuğu şey bağlanmak, özgürlüğünü kaybetmektir. Geçmişle değil, gelecekle ilgilenir. Otorite ye boyun eğmez, devrimci ruhtur. Kural koymakla uğraşmaz, kuralların onu kısıtladığını düşünür. Aynı zamanda Kova'nın zeki, alaycı, mesafeli ve kibirli olduğunu da eklemek gerekir. 

Ve işin ilginç yanı Satürn, antik çağ astrolojisinde her iki burcun da yöneticisidir. Tabi o dönemde, diğer planetlerin varlığının bilinmiyor olması bunun başlıca sebebidir. Satürn aslında ikiye bölünmüş ve iki burç arasında paylaştırılmıştır. Satürn'ün rasyonel ve düzenleyici rolü her iki kısım için de geçerlidir. Modern astroloji ise Kova burcunun yöneticiliğini Uranüs'e verir. 

Bu durumda Satürn'ün yine düzenleyici rolünü sürdüreceği, ama bu kez mevcut yapıları yıkıp, yeni yapılar kurmaya girişeceğini düşünmek gerekir. Bunları bizim hayatımızda geçmekte olduğu evin konularında yapacaktır. Tabi ki transitlerinde de bu yaklaşımı gösterecektir. Yani hepimiz, farklı farklı konularda da olsa bu değişimi yaşamaya başladık ve önümüzdeki üç yıl da bu değişim rüzgarı esmeye devam edecek.    

Oğlak ve Kova arasındaki benzerliğin ve zıtlığın ne noktada olduğunu görmek için yukarıdaki resme bakabilirsiniz. 1560 yılında yapılan bu freskte Kronos (yani Saturn), babası Uranos'u (Uranus ya da bizim deyişimizle Uranüs) aşağılıyor ve hadım ediyor. Eşi Gaia'dan (Dünya) olan çocuklarını sevmeyen ve onları hapseden Uranus'den bıkan Gaia, uçları çakmaktaşından bir orak yapacak ve çocuklarından babalarını hadım etmelerini isteyecektir. Buna sdece Kronos cesaret eder ve babasının cinsiyet organlarının keresek denize atar. Tabi ki bir gün başına benzer bir şeyin geleceğini, oğu Zeus'un onu tahtından indireceğini bilmeden yapar bunu.(Bu hikayenin çelişkili farklı versiyonları vardır.) 

Fakat şunu da ekleyeyim: Uranüs planeti 1781 yılında keşfedildi ve hangi ismin kullanılacağı uzun süre belli olamadı. Bir süre ingiliz kralı 3. George'ye ithafen "George" olarak anıldıysa da, (Allahtan) sonunda astrolojiye düşkün bir alman astronom olan Johann Elert Bode, uygun bir ismi mitoloji içinde aradı ve  "Ouranos" yani Uranıs ismini uygun buldu. Diğer isimler zamanla kaybolurken, bu isim yerleşti. Yoksa biz bu gün Uranüs'e "George" demek durumunda kalacaktık. (Gerçi bu tuhaflık Uranüs'e yakışırdı zira malum, George'un da ne yapacağı pek belli olmuyor.)

Uranus'un hayatı, insanları nasıl etkilediği keşfinden sonra uzun yıllar astrologlar tarafından gözlenmiş ve Kova burcunun özelliklerine uyduğu kabullenilmiştir. Ben de bu karara katılıyorum. Bununla birlikte Uranüs'ün yöneticiliğini her astrolog gözü kapalı kabul etmez. Örneğin benim önem verdiğim az sayıdaki astrologlardan biri olan Robert Hand, Kova burcu için her iki planeti de (Satürn ve Uranüs) dikkate almak gerektiğini söyler.

Öyle ya da böyle. Ceberrutluktan, donukluktan bıkanlar için hareketli bir üç yıl geliyor. 2023 yılı sonuna kadar sarsılmaz sandığımız, umut kestiğimiz beton kalıpların kırıldığını göreceğiz. Hepimiz bunu farklı alanlarda deneyimleyeceğiz ama bu değişim dalgası topluma yayılacak ve insanlar birbirini etkileyecek. Değişimin aniden ve sarsıcı feğil, aksine Satürn'ün metodik, rasyonel, planlı yöntemleriyle olduğunu, yavaş ama sağlam adımlarla gerçekleştiğini göreceğiz.

  


   



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sihirli Defter'e hoş geldiniz.

Kimsenin farkında olmadığı bir özellik var

Antik Mısır burçlarına baktınız mı?